Cebimdeki Yabancı (2018)
Yönetmen: Serra Yılmaz
Yıldızlar: Çağlar Çorumlu, Buğra Gülsoy, Belçim Bilgin, Şebnem Bozoklu, Serkan Altunorak, Leyla Lydia Turgutlu, Şükrü Özyıldız
Bence: Fikir çok iyi: Çocukluk arkadaşı otuzlarında dört adam ile üçünün artık grupla kaynaşmış eşleri bir akşam yemeğinde buluşuyorlar ve birbirlerinden gizlileri saklıları olmadığını kanıtlamak için gece boyu şöyle bir oyun oynamaya karar veriyorlar: Cep telefonları masaya konacak ve telefonlar yemek boyu kişiye özel olmaktan çıkacak; gelecek her mesajı herkes görecek, her aramaya hoparlörden karşılık verilecek ve herkes dinleyebilecek… Teknolojik gelişmeler eskiden kimsenin uzanamadığı özel alanı zihnin dışına taşırdı ve sunduğu verimlilik ve konforun diyeti olarak en derin sırları ulaşılabilir hale getirdi - bir yeni Aşil tendonu yarattı. Cep telefonları en büyük sırdaşlarımız ve diğer insanlardan bir şifre uzakta…. Böyle bir oyunla beraber 7 kişinin oturduğu yemek masası, okların nereden geleceği belli olmadığı bir savaş alanına dönüşüyor. Masa ve çevresindekiler arasında kurgulanan ilişkiler ağı; teknolojinin yeniden belirlediği sınırlar ve kuralların dayatmasıyla evrim geçiren ilişkilerinin tahlil edilmesine uygun bir ortam yaratıyor. Paolo Genovese’nin 2016 yapımı filmi Perfetti Sconosciuti; günümüz ilişkileri, toplumsal standartların dönüşümü ve çatışma alanlarını -homoseksüellik, çok eşlilik, ailenin tanımı gibi- tartışarak ilginç, heyecanlı, bugüne ait ve herkesin kolaylıkla iletişim kurabileceği bir film yaratmış. Öyle ki; hemen Fransız, Yunan, İspanyol ve Türk tekrar-çekimleri yapıldı, Alman ve Hollywood tekrar-çekimleri de sırada… Ferzan Özpetek, Genovese’nin filminin Türkçe tekrar-çekimi için hakları filmi izler izlemez almış. Ferzan Özpetek’i arkasına alan Cebimdeki Yabancı, Özpetek’in oyuncu olarak gözdelerinden Serra Yılmaz’ın ilk yönetmenlik deneyimi. Filmin görüntü yönetmenliğini de, Özpetek filmlerinden tanıdığımız Gian Filippo Coticelli yapıyor.
Filmle ilgili söyleyeceğim en kötü şeyi başta söyleyeyim: Cebimdeki Yabancı’nın orijinal filme olan sıkı sadakati, film İtalya’dan buralara uzanırken yerel dinamiklerinden beslenip güçlenme, yerelle daha akışkan hale gelip inandırıcılığını daha yukarıya taşıma fırsatlarının kaçmasına sebep olmuş. Bu katılık, oyunculukları da, anlatımı da kırılgan hale getirmiş – zorlamadan doğan kırıklar senaryoda da, oyunculuklarda da kendini zaman zaman gösteriyor. Yerellikten kastım muhafazakarlık değil, aksine Türkiye yapımı şehirli filmleri özlemişim. Son dönemde ülkenin şehirli yüzüyle ilgilenen filmlerin tekrardan ortaya çıkışından da memnunum. Kastım arkadaşlık ilişkilerinin doğası, tepkilerin sebepleri ve şekilleri gibi daha yüzeysel uyumsuzluklar; bence film biraz daha İstanbulluluk talep ediyor.
Serim bölümünde üç çiftin her biri ilişkilerin farklı safhalarını temsil ediyor; bu ilişkilerin ve dostlukların geleceği gece boyu yaşanan kırılmalarla tekrar tekrar dağıtılacak kartlar ile dönüşüyor. Cebimdeki Yabancı, bir yandan da “teknolojik uzuvlar” ile olan ilişkilerimizi, toplumsal dönüşümler esnasında önyargıların yarattığı ataleti, kaçınılmaz dönüşümleri yavaşlatan, geciktiren direnç kaynakları ile ilgili fikirlerini tartışıyor. Bu üç çiftin dışına, ısrarlara rağmen sevgilisini getirmeyen Çağlar Çorumlu gerektiği yerde bir süper kahraman olarak filmi oyunculuğuyla taşıyor… Film istim kaybettiğinde çoğunlukla Çorumlu’nun harika oyunculuğu ile rayına dönüyor. Çorumlu’nun yanına övmek için Buğra Gülsoy’un performansını da koymak gerekir…
Homini homini film boyu şahane bir masada, şahane şeyler yeniyor -aç gitmenizi tavsiye etmem şekeriniz düşebilir- ancak bu çok hareketli, kullanılışlı ve yönetmenin filmine müdahalesine bu kadar uygun alandan daha kuvvetli sinyaller gelmesini, hatta başlı başına sırf bu kanalı kullanarak hikayenin bir boyut daha kazanmasını beklerdim. O masanın üstünden bir film dolusu anlatım çıkabilirdi. Serra Yılmaz, orijinal filme sadakati öne sürerek kaçırdığı fırsattan da lekesiz sıyrılabilir, bu noktada da orijinal filmler yeniden-çekimlerin etrafına sarıldığı zincirlerden bahsedebilir.
Filmi dolu bir sinemada izledim ve arkadaşlar arası diyaloğun gerçekliğini yansıtmak için film akışı içinde grubun beraber eğlendiği sahnelerden de bolca vardı ancak Cebimdeki Yabancı bir komedi filmi değil. Buna rağmen filmin gerilimin yükseldiği ilk andan itibaren sinema salonunda gülüşmeler eksik olmadı. Bu birbirlerini tetikleyen gülüşmelerin temel nedeni filmin mizahi damarının yüksek tonundan ziyade, yarattığı yüksek gerilim… Cebimdeki Yabancı, yeni güvenlik zafiyetimizi gözümüze sokarak ve bugünün bireysel ilişkileri hakkında konuşarak izleyici ile kolaylıkla bağ kurabiliyor. İşleyişteki bir iki aksaklığı, aceleye gelmiş gibi duran sahneleri olsa da, sinemayı anlatmak istediği konuya köprü yapabilmiş heyecanlı ve artık hepimizi ilgilendiren konulara seslenen bir film. 01saat35dakika
Puan:
Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için kullanılan kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır. Notlar nümerik değil, kategoriktir.
Siz ne Düşünüyorsunuz? Filmle ilgili tartışma sayfasına ulaşmak için tıklayınız.
Çok seslilik her zaman daha iyi!