Kızıl Serçe - Red Sparrow (2018)
Yönetmen: Francis Lawrence
Yıldızlar: Jennifer Lawrence, Joel Edgerton, Matthias Schoenaerts
Bence:
"Soğuk Savaş Bitmedi! Binlerce parçaya bölündü." - Matron (Serçe Yetiştirme Merkezi Baş Müdür Muavini)
"Rusya ile gene kanlı bıçaklı olduk; vekalet savaşları, gümrük vergilerinin yanında Hollywood’la da saldıralım" demiş biri… "Filmin kötü adamı Putin’e öyle bir benzesin ki anası ayıramasın da demiş. Rusların ne kadar dejenere, ne kadar ahlaksız, en yakın yoldaşlarını bile sırtlarından bıçaklamaya nasıl da teşne olduklarını “alternatif doğrular” üzerinden güzelce gösterelim." demiş… "Baş iyi kadında da masraftan kaçınmayın, en pahalısı olsun" demiş..
Kızıl Serçe, Hollywood tarihinde Rambo’dan bu yana propaganda malzemesi olarak uydurulan ve beyaz perdeye yansıtılan her türlü düşman ahlaksızlığının, çürümüşlüğünün bir resmi geçidi gibi… Bu haliyle Kızıl serçe, klişe dolu ve özgünlükten uzak. Biraz da aceleye gelmiş... Yüksek tavanlı Sovyet mimarisini hatırlatan bir binanın içinde, büyük camları örten kocaman kızıl perdeler önünde her türlü ahlaksızlığın normalleştirildiği sahnelerden tutun, Bolşoy gibi Rus markalarını boklamaya öteki (Rus) olan her şey kötüyken, herkes uğursuzken; yerliler (Amerikalılar) yapısal olarak şahane ve ahlaki olarak yüce insanlar olarak gösterme formülü üzerine oturmuş. Bizim kendi alternatif gerçeklerimiz ile dolu, gerçeğin eğilip büküldüğü milli sinemamızda bu formülü kullandığından, yapıya ve işleyişe türk sinema izleyicisi aşina olacaktır. Kızıl Serçe'nin farkı bütçesi; ve dolayısıyla Jen Lawrence'ı, görsel efektleri....
Rusları kötülemek dışında “Her insan bir ihtiyaçlar yap-bozudur” gibi, “Şans diye bir şey yoktur, her şey seçimlerimizin yansımasıdır” gibi yüzeysel yarı-felsefi fikirleri içine alıp bir derinlik yaratmaua çalışılmış. Tabii ki bu emaneten sokuşturulan fikirler dikiş tutmamış. Klişeler, kör gözün parmağına kırılmalar, işlemeyen bir duygusal kanal ve banal fikirlerinin yanında casus hikayesi yürüsün diye soru işaretleri yaratmak için filmin çok da akılda kalmayacak birkaç oyunu var. İki buçuk saate yaklaşan film, bu süreyi de katiyyen hak etmiyor.
Jennifer Lawrence, Daniel Day-Lewis’in oyuncu olarak son filmi Phantom Thread’i sıkıcı bulduğunu ve filme anca beş dakika dayanabildiğini söylemiş. Kızıl Serçe daha tempolu ve daha çok gişe yapacak olabilir ama yakın gelecekte Lawrence’ın hatırlamak bile istemediği işlerinin başında gelecektir. 02saat20dakika.
Puan:
Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için kullanılan kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır. Notlar nümerik değil, kategoriktir.
Siz ne Düşünüyorsunuz? Filmle ilgili tartışma sayfasına ulaşmak için tıklayınız.
Çok seslilik her zaman daha iyi!