Sarışın Bomba - Atomic Blonde (2017)

fantastic b.jpg

Yönetmen:  David Leitch

Yıldızlar: Charlize Theron, James McAvoy, John Goodman

Ödüller: Altın Fragman Ödülleri  

Bence: Film, esas kahramanımız MI6-İngiliz İstihbaratı üyesi  Lorraine Broughton’un (Charlize Theron) çok da planlandığı gibi sonuçlanmadığı belli olan bir görev sonrası üstleri tarafından sorgulandığı sahne ile açılıyor; bu sahnenin izleyici tecrübesi üzerinde büyük bir etkisi var: İzleyici filmi, en azından flashbackler (geçmişi gösteren sahneler) boyunca esas kızın ölmeyeceğini bilerek izliyor – bir macera filmine yapılabilecek en büyük kötülük ondan gerilimi çalmak. Duvarın yıkılmasının hemen öncesinin çalkantılı atmosferi içinde 1989’un bölünmüş Berlin’i casus filmleri için çok uygun bir sahne... Sarışın Bomba için "biçimlendirilmiş  casus filmi” demek daha doğru – bu casus filmleri alt janr’ında film gerçeklikten kopana kadar orası burası kırılmadan bükülür, karakterler mitolojik seviyede karizmatik hale getirildiğinden, bu yarı-süperkahramanların ancak kurgu bir dünyada yaşayabilir, tipik örnek James Bond serisi... Yoksa 180 üstü, sarışın, göz alıcı, sek voktası elinden düşmeyen, kilo olarak 10 katından fazla çeken düşmanlara silahsızken bile gözü kapalı dalabilen esas kız, gerçekçi bir casus filminde 7 dakikadan fazla yaşayamazdı. Filmdeki uzun çekim yakın dövüş sahnelerini ve araba kovalamacalarını filmin varlıklarına işleyebiliriz – özellikle Rocky’i Charlize Theron suretinde yeniden dünyaya indiren “he is like a piece of iron/o bir demir parçası” sahnesi var ki; mantıksızlığı bir kenara bırakıldığında gayet heyecanlı bir temiz iş. Theron'un bu film için aldığı eğitimler sayesinde, filmin %98’inde dublör kullanılmamış ve David Leitch’e dövüş sahneleri için yakın çekimi işin içine sokabileceği opsiyonlar sunulmuş. Hiç acelesi olmayan dövüş sahneleri, silahlar, araba kovalamacaları ve Charlize Theron ile Sofia Boutella’nın ilişkisi, hepsi; izleyicinin sürüngen beynini uyarırken, filmdeki çok sayıdaki kırılma ve mini-kurgular ile örümcek ağı gibi dokunarak oluşturulmuş olay örgüsü de izleyicinin zihninin daha sofistike katmanlarını hedeflemiş. Türün geleneklerinin dışına çıkacak kadar çapraşık olay örgüsü içinde tüm karakterler, hikaye ilerledikçe filmin başında bulundukları yerden uzağa savruluyorlar. Karakterlerin izleyici zihnindeki hareketliliğini sağlamak için harcanan enerjinin hakkı maalesef verilememiş, çünkü filmi anlamlı hale getirecek, tüm düğümleri canlandıracak ve izleyiciyi karakterlere bağlayacak temel öge eksik kalmış: Karakterlerin MOTİVASYONLARI ortada hiç yok. Tamam, herkes bir listenin peşinde, ama karakterlerin aksiyonlarını anlamlı kılacak dürtüleri izleyiciye gösterilmiyor. Motivasyonsuzluk, zor örgüyü çözmeyi izleyici için ödülsüz bırakmış. James McAvoy yine çok iyi. Sofia Boutella’nın gereğinden az kullanıldığı eleştirisine katılmamak mümkün değil. Filmin soundtrack’i görsel olarak güçlü işe destek atmayı başarmış.

Göz Çıkaran Çöpler: Vahşi ve gözü dönmüş kötü adam “Kapitalist Alçak” diye bağırır/ Charlize Theron’un ağır patak sonrası bir Stasi ajanına son sözü: “Kancık kimmiş şimdi?!/Who is the bitch now!?”

GorselZenginlik_07.png

Puan:

Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için belirlenen kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır.

Fragman

Bonus:

Anthony Johnston'ın En Soğuk Şehir isimli çizgi romanının beyaz perde uyarlaması...

Bonus 2:

Sountrack'ten: Nena - 99 Luftballons

1983