The Post (2017)

Biyografiy.jpg
dramyeni.jpg
Tarih5y.jpg
the post.jpg

Yönetmen:  Steven Spielberg

Yıldızlar:  Meryl Streep, Tom Hanks, Sarah Paulson

Ödüller: AFI Ödülleri ABD - Yılın Filmi  

Bence: The Post, bugünün sorunlarına parmağını dayamak için geçmişe dönüp izleyiciye seslenen filmlerden ve günümüzün basın özgürlüğü, adalet ve devlet otoritesinin sınırları tartışmalarına tarihsel perspektiften verdiği cevaplarla katılıyor. 1971 yılında Vietnam Savaşı döneminde devleti yönetenlerin Amerikan halkına söylediği sistematik yalanları belgeleyen ABD Savunma Bakanlığı raporlarının sızdırılması, Nixon Hükümeti ile dönemin medyasının büyük ağabeyi New York Times gazetesi arasında “haber alma özgürlüğü-devletin bekası” kavgasını tetiklemişti. The Post, borsaya açılıp ulusal bir gazeteye dönüşmek isteyen The Washington Post gazetesinin boyuna posuna bakmadan bu kavgaya dahil olmasının hikayesini beyaz perdeye taşıyarak bugünün iktidarlarının raydan çıkmışlığına karşı tavır alıyor.

New York Times Co. vs. Birleşik Devletler (1971) davasından:

the post quote-the-press-was-to-serve-the-governed-not-the-governors-hugo-black-133-54-05.jpg

"Kurucularımız, demokrasimizdeki elzem rolünü layığıyla yerine getirebilmesi için özgür basına ihtiyacı olan korumayı Birinci Anayasa Tadilatı ile güvence altına aldılar. Basın yönetilene (halka) hizmet eder, yönetene (iktidara) değil.

Amerikan Yüksek Mahkeme Yargıcı Hugo Black

The Post bir yönüyle de bir “kadının güçlenmesi” hikayesi: 1971’in hala ağır erkek-egemen havasında The Washington Post’un sahibi Katharine Graham’ın babasının ve kocasının mirasları üzerinde duran sembolik tahtından kurtulup, bir lidere; güçlü ve etkili bir kadına dönüşümünü de anlatıyor. Spielberg, filmin feminist boyutunu, basın özgürlüğü ve “devletten önce vatandaş” damarlarının arasında çok da gölgede kalmasın diye parlatmaya çalışırken zaman zaman biraz fazla ovalamış – örneğin Kay Graham’ın kadınlarla dolu alt kattan merdivenlerle yukarıya çıkıp açılan yüksek ve ağır kapılar ardındaki erkeklerin arasına karışması sahnesi fazlalık…

The Post’un serimi fazla uzun ve Spielberg’den beklenmeyecek kadar dağınık; hatta hafif bir ritm sorunundan bile bahsedilebilir. İkinci bölümün bugünün dertlerini sıkıca kavrayabilmesiyle film karmaşasından kurtulup ve ataletini sırtından atıp berraklaşıyor. Film amaç kazanıp güçleniyor. Spielberg’in izleyici-dostu direkt yönetimi ve filmin var oluş nedenini izleyiciye göstere göstere açarak yürümedeki ustalığı, hikayenin kıvrılmadığı, düz bir patikada ilerlediği son bölümünde etkisini artırıyor.

Tom Hanks, Washington Post’un gözü kara Genel Yayın Yönetmeni Ben Bradley; Meryl Streep de Washington Post’un yönetim kurulu başkanı Key Graham’i canlandırıyorlar... Tarihi karakterleri canlandırmak zaman zaman oyuncular için kısıtlamalar yaratıp, zahmetli olabilse de, Bradley ve Graham rolleri Tom Hanks ve Meryl Streep’i zorlayacak, önceden hazırlık yapmalarını gerektirecek karakterler değil. Film, Hanks ve Streep’in oyunculukları açısından izleyiciye bir yenilik sunmasa da, ikisinin de en iyi bildiğimiz sahne karakterlerini karşı karşıya getirerek nostaljik – ancak pek de akılda kalmayacak- ikili bir oyun yaratmış.

Biri Twitter’da Keanu Reeves ile Meryl Streep’in oyunculuklarını karşılaştırmıştı – kim olduğunu hatırlayamıyorum, çok aradım ama bulamadım. Keanu Reeves'in teknik olarak rezalet bir oyuncu ancak son derece içten; Meryl Streep'in ise aksine teknik olarak şahane, ancak son derece içtenliksiz, oyunculuk tarzları olduğu mealinde bir iddiası vardı. Bence şahane analiz… Streep’in politik çizgisini ve zekasını çok beğenmeme, hatta kadını sevmeme rağmen; kendi konfor alanında roller gelip de, en iyi bildiği şekilde oynamaya başlayınca paradoksal bir biçimde ortaya her şeyin doğru yapıldığı ama yapaylığa bulandığı bir oyunculuk çıkıyor. Streep’in The Post’taki performansı bu argümanın altını daha harlayacak nitelikte.

The Post, tüm dertlerine rağmen, Spielberg'in imzasıyla izleyiciyi yakalayabilmesi ve bugünün en önemli sorunlarından bazılarına ses getirerek vurabilmesiyle izleyiciyle ilişki kurabilmesi ile her alanda ödüllere aday olabilecek kalibrede - ancak hiçbirini kazanamayacak - bir film. (Altın Küre ödüllerine 6 dalda aday olup hiçbir ödülü kazanamadı...) 01saat56dakika.

the post quote-news-is-only-the-first-rough-draft-of-history-alan-barth-74-59-62.jpg

"Haberler sadece tarihin ilk taslağıdır."

Phil Graham  (Katharine Graham'ın eşi)

Aşağıda Bonus malzeme var,  unutmayın...
Tempometre_5.png
Kavramsal_OK_2_x.png
FelsefiDerinlik_07.png
GorselZenginlik_05.png

Puan:

7.JPG
Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için kullanılan kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır. Notlar nümerik değil, kategoriktir.

Fragman

üstte 1971 ABD’si - altta 2018 Türkiyesi

üstte 1971 ABD’si - altta 2018 Türkiyesi