Ve Sonra Dans Ettik – And Then We Danced (2019)
Yönetmen: Levan Akin
Oyuncular: Levan Gelbakhiani, Bachi Valishvili, Ana Javakishvili
Ödüller: Saraybosna F.F. - En İyi Erkek Oyuncu
Bence: Ve sonra Dans ettik tutucu Gürcistan’da özellikle devlet ve kilise cephesinden tepkilerle karşılanınca İsveç’in Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı aday adayı oldu. Filmin çocukluğunda bir süre İstanbul’da da yaşayan Gürcü-İsveçli senarist-yönetmeni Levan Akin, 2013 yılında kilisenin organize ettiği bir saldırıyla yarıda kalan ve korkunç görüntülere sahne olan Tiflis’in ilk onur yürüyüşü ile ilgili görüntüleri televizyondan izledikten sonra böylesi bir film yapmaya karar vermiş. Film yaşananların sertliğini barındırmıyor, oldukça yumuşak başlı... Akin, geçmişte anne babası gibi Gürcü Ulusal Dans Topluluğu’na girip dünyayı görmek/açılmak isteyen genç Merab’ın üzerine bir hikaye inşa etmiş. Ve Sonra Dans Ettik, geleneksel olarak erkeklerinin güç, cesaret ve kardeşlik ruhunu kadınların da saflık ve yumuşak başlılığını vurgulayan Gürcü halk dansları üzerinden farklılığa pek izin vermeyen Gürcü toplumunun üzerine gidiyor. Gürcistan’da film devlet seviyesinde tepkiyle karşılanmış, Cannes Film Festival’ine kabul edildiğinde seyahat masrafları için fon bulmaları engellenmiş. Bu tepkiler sonucunda, filmdeki dansların Gürcü koreografı/koreografları anonim kalmayı tercih etmişler.
Akin, hikayesini kurarken Luca Guadagnino’nun Beni Adınla Çağır (2019) filminden oldukça etkilenmiş. Hatta biraz fazla etkilenmiş. Akin’in Gürcü danslarını bir anlatı ögesine dönüştürmesi ve bu sahnelerdeki yönetmenliği takdiri hak ediyor. Gürcü toplumunun filme kattığı otantik hava da filme farklı bir lezzet veriyor. Merab karakterini canlandıran Gelbakhiani’yi Akin instagram’dan bulmuş, ancak ondan aldığı performans çok iyi. Filmin özellikle son 20 dakikası hem yönetmenlik hem sinematografik açıdan hem o zamana kadarki sarkan ve dağılmaya yüz tutan anlatımı toplamasıyla çok iyi... Filmin cesareti de her türlü övgüyü hak ediyor.. Bunların hepsi tamam; ancak filmin temel çatışması aynı şekilde bugüne kadar onlarca defa kuruldu ve onlarca defa aynı şekilde beyazperde de çözüldü. Bu haliyle 1986 yapımı olsa o zaman çok daha değerli olurdu.
Bir diğer sorun, Akin’in öznel bir hikaye üzerinden Gürcü toplumunun tamamını; çok sesliliğini izleyiciye tattırmaya çabası... Küçük bir hikayenin içine bir külliyatın özetini tıkıştırmaya çalışmak gibi zorlama bir çaba bu. Akin, imkansız hedefi doğrultusunda pek çok karakteri prototipleştirmek zorunda kalmış. Merab’ın aile bireyleri ve kız arkadaşına bakınca bu çaba fazlaca göze batıyor, hiçbiri gerçek değil hepsi Gürcü toplumunda bir karşılığı olan grubun ortalaması olarak oluşturulmuş ve bu ortalamasını aldığı grupların karakteristiklerini yansıtma gayretiyle yaratılmış ve mecburen plastikleşmiş karakterler. Özellikle olay örgüsünde önemli köşelerde yeri olan Merab’ın ağabeyi David daha gerçek ve güçlü olmalıydı – bu haliyle o da havada duruyor.
Puan:
Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için kullanılan kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır. Puanlar, kategoriktir.
Siz ne Düşünüyorsunuz? Filmle ilgili tartışma sayfasına ulaşmak için tıklayınız.
Çok seslilik her zaman daha iyi!