Yeşil Rehber - Green Book (2018)
Yönetmen: Peter Farrelly
Yıldızlar: Viggo Mortensen, Mahershala Ali, Linda Cardellini
Ödüller: Austin F.F. - Seyirci Ödülü, Boston F.F. - En İyi Film
Bence: Ah Mary Vah Mary (1998), Salak ile Avanak (1994), Açık Çek (2011) gibi derinliksiz ve şapşal komedi filmlerinin yönetmenleri Farrelly kardeşlerden Peter Farrelly, bu defa gerçek bir hikaye üzerinden biyografik-dram türüne uzanırken güldürmekten de vazgeçmemiş. Hatta komiklikler, ardı ardına dizilen parodiler ile ilerleyen kaba komediyi bırakıp mizaha yaklaşan, biraz daha yüksek bir entelektüel seviyeden ve –çoğunlukla erişkin- seyirciyi gıdıklayacak bir tarza geçmiş. Yeşil Rehber, gerçek bir yol hikayesi: Yüksek eğitimli, siyahi bir Jamaikalı-Amerikalı caz piyanisti olan Don Shirley’in, kendisine şoförlük ve korumalık yapması için New York’un meşhur gece kulübü Copacabana’nın kapı fedaisi, İtalyan-Amerikalı Tony “Lip” Vallelonga’yı yanına alarak 1962 yılında ayrımcılığın hala devam ettiği ve ırkçılığın norm olduğu ABD’nin Güney eyaletlerini kapsayan 2 aylık turnesini beyazperdeye taşıyor. Senaryo oluşturulurken Vallelonga’nın bu yolculukla ilgili anılarından yola çıkılmış, filmin senaristleri arasında Vallelonga’nın oğullarından biri de var.
Don Shirley, New York’taki ünlü konser salonu Carnigie Hall’un üstünde, içinde kendi için bir taht bulunan süper lüks bir konutta yaşayan; Leningrad Konservatuarı mezunu ve besteleri Londra Filarmoni Orkestrası, ABD Ulusal Senfoni Orkestrası seviyesinde çalınan; müzik, psikoloji ve liturji alanlarında toplam üç doktora sahibi; 60’ların ne elitlerin beyaz dünyasına, ne yeni yeni ayağa kalkan eğitimsiz siyah cemiyetine ait olmayan nevi şahsına münhasır bir kişilik. Tony ise; daha sonra aktörlük kariyerine geçiş yapıp Goodfellas, Baba gibi filmlerde Sopranos gibi dizilerde roller alacak olan ancak o dönemde kasları ve çalçeneliğiyle orta direk ailesini geçindirmeye çalışan aşağı-orta sınıftan bir İtalyan... İkili; farklı sosyal sınıfları, hayata bakışları, geçmişleri ve aidiyetlerine rağmen birbirlerinin yumuşak karınlarını örtebilecek kapasiteye ve niyete sahiptiler; böylece Farrell’a bir bromance (yakın erkek arkadaşlık ilişkisi) büyüsü yaratmak için çok uygun bir zemin oluşuyor.
Yol hikayesi sayesinde tempoya, 60’larda geçmesi sayesinde nostaljik atmosfere, bromance sayesinde izleyiciyle kısa yoldan kurulacak bir duygusal kanala, güneyin ırkçılığı üzerinden işleyebileceği ve tarafını gösterebileceği bir toplumsal damara ve tüm Hollywood formüllerini işleterek izleyiciyi salondan memnun ayırılmasını sağlayacak bir ana akım yönetmene sahip Yeşil Rehber’in ödül avcılığına çıkması için tek eksiği kalıyor: Oyunculuk performansları... Yüzüklerin Efendisi ve Şark Vaatleri (2007)’den tanınan Viggo Mortensen ve Ayışığı (2016)’daki rolüyle en iyi yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını alan Mahershala Ali filmi hayal edebileceğinin de yukarısına taşımışlar.
Gary Oldman’ın geçen yıl Winston Churchill rolüyle ve Eddie Redmayne’nin 2014’teki Stephen Hawking, Daniel Day-Lewis’in 2012’deki Lincoln rolleriyle kazandıkları Oscarlar son dönemde Hollywood’un canlandırmaya/taklide dayalı oyunculuklardan hoşlandığını gösteriyor- Kuzey Avrupa kökenli Mortensen’in yeniden yarattığı aşağı tabakadan ama zehir gibi İtalyan-Amerikalı Tony Lip bu reçeteye paralel bir rol/performans sunuyor. Mortensen’in, kağıt üzerinde kolayca derinliksiz bir Friends Joey’sine dönebilecek karaktere verdiği form filmin hem enerjisinin, hem mizahının kaynağı… Mahershala Ali’nin ise kolayca karikatürize olabilecek, eğitimiyle dönemin Afro-Amerikalı toplumundan, ten rengiyle ve cinsel yönelimiyle üst sınıf ve entelijensiyasından uzakta kalmak durumunda kalan Don Shirley’i canlandırırken harika bir derinlik yakalıyor. İkilinin yol boyu arabada direksiyon başı-arka koltuk arası muhabbetlerindeki inandırıcılık üst düzey ve diyalogların hem - çok derin olmasa da- bir felsefi katmanı var hem de eğlenceli bir tonu... Genelde inandırıcılık ile eğlence arasında bir ödünleşim yapmak durumunda kalınır, ancak Yeşil Rehber bu sorunu aşmış. Farrell, izleyiciye kendisini arabanın sağ koltuğunda hissettirmeyi başarmış.
Gelelim filmin üzerinden atlaması güç sorunlarına; 1960’ların Güney eyaletleri Shirley gibi bir siyahi için korkutucu ve zor yerlerdi. Öyleki değil sıradan beyazların çıkaracağı problemler bir tarafa, pek çok güney şehrinde hava karardıktan sonra siyahilerin sokakta gezmeleri bile sınırlanmıştı. Shirley gibi biri için güney turnesi büyük bir tehditler içeriyordu ve oldukça korkutucu olmalıydı. Ancak bir iki maraza hariç Farrelly yoldaki tehdit ve korku unsurunu filminden silmiş. İzleyici rahatını düşünerek, her türlü rahatsızlıktan uzak durmuş. Şunu söylemek gerek: Irksal sorunlar, filmin ortasında duruyor gibi gözükmesine rağmen, ancak bromance’e kenar süsü olacak derinlikte. Yeşil Rehber ırkçılıkla ilgili ne o günlerden bir şeyi bugüne taşıyor ne de bugüne uzanan bir kelam ediyor. Konuyu tartışmayı reddediyor. Farrelly’in şeker kaplamasının en yüksek noktası: Yeşil Rehber’i polislerle barıştırma uğraşı yüz kızartıcı – ırkçılığa dair olduğunu iddia eden bir filmken, hiç kimseyi rahatsız etmemeye çalışıyor. Amerikalı milliyetçi izleyicinin de rahat izlemesini istemiş, hatta önemli sahnelerden birinde Shirley piyanosunu siyahilere çalarken arka fondaki kocaman Coca-Cola tabelası bu uğraşın yansıması olarak okunmalı…
Yeşil Rehber, kimsenin ilk 10 filmi arasına girmez ancak izleyeceğiniz grup ne kadar kalabalık olursa olsun hemen herkesin asgaride anlaşabileceği; yumuşak, iyi huylu, eğlenceli ve mizahi damarı akıllı bir derinlikli olduğunu iddia ederken kendisi de derinliksiz olduğunun farkında olan bir komedi filmi....
Puan:
Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için kullanılan kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır. Puanlar, kategoriktir.
Siz ne Düşünüyorsunuz? Filmle ilgili tartışma sayfasına ulaşmak için tıklayınız.
Çok seslilik her zaman daha iyi!