Yıldızlar Asla Ölmez - Film Stars Don’t Die in Liverpool (2017)
Yönetmen: Paul McGuigan
Yıldızlar: Annette Bening, Jamie Bell, Kenneth Cranham
Ödüller: Hollywood Film Ödülleri - Yeni Holly Wood Ödülü Jamie Bell
Bence: Yıldızlar Asla Sönmez, 1950’lerin Hollywood yıldızı, sıklıkla fettan kadın rollerinde oynamış, Oscar Ödüllü Gloria Graham ile kendisinden 30 yaş genç İngiliz aktör Peter Turner’ın Graham’ın yaşamının son yıllarında yaşadıkları ilişkiyi beyaz perdeye taşıyor. Peter Turner’ın Graham ile ilişkisini ve kendi gözünden Graham’ı anlattığı aynı adlı kitabını Matt Greenhalgh senaryolaştırmış.
Henüz üne kavuşmamış, tiyatrolarda iş bulmaya çalışan genç Turner ile sönmekte olan kariyerini toplamaya çalışan Graham’ın Londra’da 1978 yılında tanıştıkları dönemde Londra’da başlayan hikaye ilişkilerinin iniş çıkışları ve Graham’ın sağlık durumunun etkisiyle Las Vegas, California, New York ve Liverpool’a uzanıyor. 78-81 arası dönemin ABD’si ve İngiltere’sinin filmin hiçbir yerinde karakterlerini göstermemesiyle film biraz kendi döneminden kopmuş; belki sadece Turner’ın Liverpool’daki orta direk ailesi bu anlamda filme boyut kazandırmış olabilir.
Annette Bening’in Gloria Graham’ı canlandırırken Graham’ın döneminde Hollywood yıldızlarında sıkça görülen agresif ve yüksek egolu tavrını yok sayıp, Graham’ı bugünün karakterlerinden birine dönüştürdüğü yönelik eleştiriler var. Ancak, Bening’in Graham yorumu gerçekle örtüşse de, örtüşmese de; Bening’in oyunculuğunun filme katkısı yadsınamaz. Bening’in partneri Jamie Bell ile uyumu ve sanat yönetiminin filmin ana yelkenleri olduğu söylenebilir.
Film Yıldızları Ölmez; Graham’ın karakterini tam olarak yansıtmadığı gibi Graham’ın eski kocası Nicholas Ray’in Garham’ı 13 yaşındaki oğlu Tony ile yatakta basması, üstüne boşanmaları ile patlayan skandal ve tam 6 yıl sonra Tony ile Gloria evlenmesinin de üzerinden atlamış. Hollywood biyografilerinde sıkça gözüken “kör öldü badem gözlü oldu” durumu burada biraz aşırıya kaçmış gibi.
Graham’ın ölümüne yürüyen süreçte; Hollywood’un film sonlarını çok karartmaktan kaçınması ve “sonu iyi biten hikaye daha bitmemiştir” lanetini kırmak için senaryonun sahibi Greenhalgh, sinemaya çok uyan bir oyunla iki büyük trajik kırılmayı filmin başına taşıyarak, izleyicinin bu kırılmalar yerine sadece aradaki süreçle ilgilenmesini sağlamış – akıllı bir fikir. Tarih cetveli üzerinde sıklıkla hareket eden filmde, geçişler için uydurulan oyunlar, McGuigan’ın uygulaması ve zamanları birbirlerine bağlama yolları filme enerji katmış.
Ancak geçmişten taşınan bu aşk hikayesi içinde ne izleyiciyi içine alacak güçte bir dramatik kurgu, ne izleyiciyi zorlayacak bir moral ikilem, ne sonu belirsiz bir yolculuk, ne izleyiciyi taraf tutmaya ittirecek bir belirsizlik var… Filmin elinde, “genç aşık-ölmekte olan yaşlı sevgili” üzerine yükselecek bir melodram yaratmak dışında seçenek kalmamış. Film aktıkça modası geçmiş bir melodrama dönüşüyor ve bu Çağan Irmak tadını özleyenler için bir fırsat olabilir; ama bence Yıldızlar Asla Ölmez’in kendisi kaçırılmış bir fırsat. 01saat45dakika. 37. İstanbul Film Festivali. Birleşik Krallık yapımı.
Puan:
Puanlama, 10 üzerinden yapılmıştır ve tamamen kişisel tercihlere dayanmaktadır. Notun belirlenmesi için kullanılan kriterler tamamen keyfi bir biçimde oluşturulmuş ve bu kriterlerin ağırlıklandırılmasında da benzer bir metodoloji kullanılmıştır. Notlar nümerik değil, kategoriktir.
Siz ne Düşünüyorsunuz? Filmle ilgili tartışma sayfasına ulaşmak için tıklayınız.
Çok seslilik her zaman daha iyi!