Sonu Olmayan Romanlar ya da Süperpozisyon ile Sayısız Son
Atomaltının en küçükler dünyasına burnumuzu sokmak sonunda deterministik evrenimizi başımıza yıktı. Geçmişin şimdiye, şimdinin geleceğe kıpırdamamacasına sımsıkı bağlı olmadığını yeni fark ettik. Hamurunda içsel bir rastgelelik barındıran bir evrenin mahsülleri olduğumuzu hayretle öğrendik. İçinde yaşadığımız evren, bizi yarınla ilgili kesin konuşmaktan bunca zamandır men ediyormuş. Kesinliğin hükmü sadece bir adım sonrası için de kalkmadı; baktığımız dokunduğumuz, etkileşimde olduğumuz alan dışında kalan her yer olasılıklarla ve olası senaryolarla doluymuş. Kuantum fizikçilerinin “süperpozisyon” dediği duruma göre gözlemci olmazsa tüm olası senaryolar aynı anda gerçekmiş ve canlıymış. Bir elektronun hem şurada hem burada olma olasılığı varsa, biz bakmıyorken aynı anda o her iki yerde birdenmiş - siz o elektrona elektron mikroskopuyla bakana kadar. Ormandaki ağaç hem devrilmiş, hem ayaktaymış; ormana gidip o ağacı görene kadar. Schrödinger’in kutudaki kedisi ya canlı ya ölü değilmiş, yarı canlı yarı ölü bir zombi de değilmiş, kedi aynı anda hem canlı, hem ölüymüş.
Sonu gelmemiş filmler ve kitaplar da bu evrenin mahsülleri olduğundan, o zaman her birinin yazılmamış ama olası tüm sonları, çekilmemiş ama olası son sahneleri aynı anda bu evrende canlı ve gerçek olmalı. Tüm olası sonlar süperpozisyonda bu evrende canlı kalmaya devam etmeli.
Bu ayın dosya konusu sonu gelmeyen edebiyat uyarlaması film projeleri” olunca, Karasız Okur’a sonu gelmemiş romanları taşıyalım istedik. Önce, bir şekilde, çoğunlukla ölümün araya girmesi ile, tamamlanamayan ancak elimizde kalan kısmıyla kültürel hazinenin parçası haline gelmiş romanları topladık. Bu romanların tüm olası sonları bir çeşit “süperpozisyon”da canlı kalarak evrenin sonuna kadar bizimle olacaklar. Bu sonlar birbirleriyle de etkileşerek ilk bakışta eksik duran romanları zenginleştirecekler. Sonra, yazarların kendi tercihleriyle sonu tam da bağlanmamış, ucu açık bırakılmış romanlardan da derlemeye ekleyerek sonu gelemeyenler listesini çeşitlendirdik. Yazarlar açık uçları bağlama işini okurlara bırakıyor – her okur, kedinin kutusunu kendi açıp içindeki kediye bakıyor. Her okurun gördüğü farklı son, romanın değerine değer katarak romanı zenginleştiriyor.
Bu ay sinemayla edebiyatın arasındaki köprüde yürüdüğümüzden, sayfanın bir kısmını da sinema kuramına ve okurların sinamadaki sanatsal deneyimlerini zenginleştireceğini düşündüğümüz kitaplara ayırdık.
Kaynak: sabitfikir Nisan 2017, Kararsız Okur-idefix