Çin Edebiyatı ve Fark Felsefesi
Deleuze’ün yeniliği; kendine has kavramları ve her yere uygulanabilir mucize yordamlarıyla dört başı mamur bir sistem kurmak yerine düşüncenin üretici kabiliyetini, dinamizmini ve değişkenliğini öne çıkartmaktır. Fark ve oluş bu canlı ve üretken bakışın dayandığı ve kendini ürettiği kavramlardır. Deleuze insan öznesinin; akıl, kimlik, hatta varlık gibi kemikleşmiş ve tarihle ağırlaşmış kavramlara gerek duymadan düşünülebilip düşünemeyeceğini sorgular. Kapalı hiçbir sistemi kabul etmeyen bu perspektifte yazmanın amacı da – sabit, belirli, aydınlanması gereken bir dünyayı – yansıtmak değildir; icat etmek-üretmek-yaratmaktır. Düşünce ile dünya arasındaki ilişki böylesi bir icat etme ilişkisidir; hayat her yönüyle bir değişim ve farklılık sergiler. Hayatta canlılar başka canlılara, organizmalar başka organizmalara tepki vererek oluşur ve yaşarlar; karşılaşmalarla oluşan düğümler ve sorunlar ve bunlara verilen karşılıklar bir gelecek yaratma şeklidir. Hayat bitmek tükenmek bilmeyen açık ve yaratıcı bağlantıların bütünüdür – canlıdır ve dondurulamaz. Ne kadar çok düşünme – ve hatta algılama biçimi varsa o kadar da dünya vardır. Fark bir anlamda düşünmenin yenilenmesidir, farkın ne olduğu tam olarak kavrandığında fark bu üretici gücünü kaybeder. Düşünmenin üretkenliğinin, yaratıcı gücünün korunması için yenilenmesi gerekir. Yenilenme, aynen tekrar değildir; tekrar başlamaktır ve aynı kalmayı reddetmektir. Düşünme temsil etme değildir, temsil etme her türlü önceyi ve kuralı dayatır. Yenilenme esnasında düşünce edimi olarak, kavramların yaratılması olarak felsefe; algıların ve duyguların yaratımı için sanat; işlevlerin yaratımı için bilim vardır. Deleuze’e göre bu üç ayrık düşünce edimi bilim, felsefe ve sanat da hayata verilen etkin karşılıklardır ve bunların her eylemi hayatın bir olayıdır ve tecelli edişidir. Biz de bunlarla sağduyunun kireçlenmiş kalıplarından uzaklaşabilir, fark üretebilir ve düşünmenin yeni güçlerini ayağa kaldırabiliriz. Geleneği ve bu geleneği kesen modern tecrübeleriyle Çin, hem edebiyatı (sanatı) hem felsefesi hem bilimiyle uzak ya da yakın Batısındaki şemsiyelerden -onların sağduyusu ya da dogmalarından”- uzak ufuklar sunar. Bu ufaklara doğru çıkılacak bir yolculuk, Deleuze’ün peşinde olduğu tekrara - yeniden düşünmeye- ve üretmeye ve dolayısıyla hayatı çeşitlendirmeye fırsat sunabilir. Bu fırsattan hareketle biz de Çin edebiyatına yöneldik ve bu okyanusa girebileceğiniz başlıca limanları Karasız Okur’a topladık.
1. Üç Cisim Problemi - Cixin Liu
a. "Sen yıldızların düşmesinden mi korkuyorsun?" diye sordu Ye usulca. Feng güldü ve başını salladı. "Niye korkayım ki, onlar çok küçükler."
2. Yaşamak - Yu Hua
a. “Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla.”
3. Ruh Dağı - Gao Xingjian
a. "Önemli olan var olup olmadığı değil, algılanıp algılanmadığıdır. Var olup da algılanmamak, var olmamakla aynıdır.”
4. Günler Aylar Yıllar – Yan Lianke
a. “Hadi gidelim, dedi ihtiyar, ayın battığına inanmazsan yıldızların parladığını da göremezsin, şansımızı başka bir yerde arayalım.”
5. Kedi Gezegeni - Lao She
a. Karşı-ütopyacı
b. “Herkesin gözünde okul yeni tarz bir lokantaya benziyordu. Eğitimin ne olduğunu soran yoktu. Ülke zayıflamaya başladı, toplum karanlığa gömüldü, imparator hazretleri, siyasetçiler, halk hiçbirinin karakteri yoktu.”
6. Küçük Havuzdaki Büyük Balık – Ha Jie
a. “Akıntıya karşı ısrarla çek kürekleri, Kaçırdığın tek bir sayı döndürür seni yüz geri. Eskiler der ki, altındır her bir anın değeri, Bu yüzden kıymetini bil ve elinde tut her geçen saati.”
7. Kelimeler Yetmez – Zhang Jie
a. “Ağlamak bedeli olmayan tek tesellidir.”
8. Maymun Kral Efsanesi – Wu Cheng’en
a. “Beş yüz yıl kadar bu mağarada kapalı kalacaksın... Bunu bir ceza değil, fırsat olarak gör. Ruhunun aşırı isteklerinin eninde sonunda taş duvarlara çarpıp seni hapsedeceğini anla. Sen aslında benim elime hapsolmadın. Güçlenme hırsına hapsoldun. İşte sana fırsat! Zihnini bu dünyanın güç, mevki ve zenginliğinden özgürleştir!”
9. Kızıl Darı Tarlaları – Mo Yan
a. "Bir çift küçük ayağınız varsa, tüm yüzünüz çiçek bozuğu olsa da evlenebilirmişsiniz; ayaklarınız büyükse melek yüzlü olsanız da kimse sizi istemezmiş."
10. Konuk Kaplan - Cao Xueqin
a. Bin bir gece masallarının Çin’deki karşılığı
b. Derleyen: Jorge Luis Borges
11. Çin’in Tuhaf Canavarları – Yan Ge
a. “Keder canavarı gülmez, fakat güldüğünde de susmak bilmez. Durmaksızın güler, ta ki ölene kadar. İşte bu yüzden eskiler kendisine keder canavarı ismini vermiştir.”
12. Akıl Ermeyince – Yuyun Li
a. “Görmek sezgiyle olur. Bakmak gibi zaman almaz.”
13. Cenneti Öldürmek – Ma Jian
a. "Ebeveynlerimiz hayattayken hâlâ genciz demektir,' dedi. "Ama öldükleri anda yaşlanırız."
14. Gizli İsim – Lin Yutang
a. Demir perdenin arkası üzerine
b. Yutang Çince daktilonun da mucididir.
15. Vahşi Meyve- Sheng Keyi
a. “Siyah beyaz televizyondan aralıksız sesler geliyordu. Sunucu Beijing'de bir ayaklanma olduğunu söylüyordu. Ekranda tanklar ve yürüyen taburlarla kundaklanmış arabalar, ölü bedenler belirmişti.”
16. Yaban Kuğuları – Jung Chang
a. "Sen kışın soğuğu ile susan ağustos böceği gibisin”
17. Salgın – Ling Ma
a. “En önemli şey hiç durmamak, yolumuza devam etmek zorundayız geçmişimiz bizi daha sakin anlarımızda özlemini çektiğimiz, şarkısını söylediğimiz yerlere ve zamanlara çekse de.”
18. Atık İnsanları – Chen Qiufan
a. “Ruhları görebilseydi, neye benzerlerdi? Sahile dağılmış deniz kabukları gibi mi? Gökyüzündeki bulutlar gibi mi? “
19. Kralların Merhameti – Ken Liu
a. "Yaratılış, düşman olmaya yazgılı olanların arkadaş olmalarını teşvik ediyor sanki."
20. Kurt Totemi – Jiang Rong
a. "Sabrın yoksa kurt değilsin, avcı değilsin, Cengiz Han değilsin. Sürekli Kurtları ve Cengiz Han'ı anlamak istediğinden söz ediyorsun. Öyleyse kımıldama ve sabırlı ol."
21. Balzac ve Çinli Kız – Dai Sijie
a. “Ani bir servet kusursuz işlenen bir cinayet gibidir”
22. Alıç Ağacının Altında – Ai Mi
a. "Sabrın yoksa kurt değilsin, avcı değilsin, Cengiz Han değilsin. Sürekli Kurtları ve Cengiz Han'ı anlamak istediğinden söz ediyorsun. Öyleyse kımıldama ve sabırlı ol."
23. Sessiz Çığlıklar - Xiaolu Guo
a. “Onların içindeki hisler dipsiz bir denizdi; soğuk, akıl sır ermez ölümüne darmadağın kaskatı.”
24. Armoni İpek Fabrikası – Tash Aw
a. 2005 Whitbread İlk Roman Ödülü
b. Tayvan doğumlu, evde Çince okulda Malayca ile yetişen yazar
25. Pirinç – Su Tong
a. "Tavşanlar kendi yuvalarının çevresindeki otu yemezler"
Bonus:
26. Eski Çağlardan Günümüze Çin Edebiyatı – Li Chunyu
a. Edebiyat, Çin toplumunun karmaşık ve değişken gerçekliğini yansıtır ve Çin halkının daha iyi bir gelecek hayalini somutlaştırır. Çin ve dünya arasındaki iletişimin en iyi manevi bahçesi edebiyattır.
27. Çin Edebiyatı – Yao Dan
a. Şarkılar kitabından günümüze köklü gelenek
b. Çin halkı insan-doğa ahengi için mücadele ederken aynı zamanda gündelik yaşam ile insan ilişkilerinin kutsal ilkelerle bütünleşmesine gönülden inanmaktadır. Edebiyatçılar topyekûn kâinatı, tarihi ve sıradan insanların acılı kederlerini keşfetmek isterler. Bütün bu özellikler Çin edebiyat geleneğinin ihtişamını zaman ve tarih içinde inşa etmiş, bezemiştir.
28. Çin Modern Edebiyatı Deneme Eserleri Seçkisi – Haz: Gonca Ünal Chiang