Edebiyatı Besleyip Büyütmüş Büyük Doktor-Yazarlar
Modernite; hukuk, eğitim ve tıp gibi alanları kendi yapısı içinde baştan düşünme sürecinde yeni hapishaneler, hastaneler ve ilk-orta düzey eğitim kurumları gibi kurumlar kurdu ve bunlara modern paradigmayı topluma yerleştirme ve sürdürülebilirliğini sağlama gibi görevler tahsis etti. Rasyonel-olmayanların kamusal alandan temizliği için bu kurumlar -ve eşlik eden kurallar- ayrı ayrı araçlar olarak işlevsellik gösterdiler: Uyumsuzları sokaktan ve yeni modernleşen toplumla ilişkiden kopartmak/temizlemek için yeni bir hukuk ve hapishane sistemi gerekti; bunun yanında modern üretim sisteminin fiziksel ya da zihinsel nedenlerle kullanmayacağı bireyleri normal dışı ilan edilebilmesi - modern bireye davrandığından farklı biçimde davranabilmesine olanak sağlayacak – tabii deneyselcilikle de uyumlu bir bakışla tıp kurumlarını oluşturdu. Bu perspektifle kurulan sanatoryumlar, klinikler ve akıl hastanelerine rasyonel-olan-sağlıklıları “anormal” olanlardan ayırdı.
Foucault’nun bakışına göre, tıbbın tarihsel gelişimi ve toplumsal düzenin şekillenmesindeki tarihsel rolü incelenirken, bedeni olayların kaydolma yeri olarak görmek gereklidir. Eleştirel bir tarih bakışı/yöntemi ile iliklerine kadar tarihle dolu beden ve bedeni kemirenler açığa vurulmalıdır. Beden, biyopolitik bir gerçeklikken; tıp ise biyopolitik bir stratejidir. Bu stratejinin; nüfus-üretim ilişkileri gibi ya da hakim sınıfların diğer sınıflarla hastalıkları tanımlama veya korucu tıp üzerinden kurduğu bazen sömürüye bazen ortakyaşama dayanan ilişkileri gibi pek çok veçhesi bulunur. Foucault, tıp ve biyopolitikayı, modern bedenin tarihselliğini araştırılırken izlenecek iki hat olarak ortaya koyar. Tıbbın toplumsal tarihi, tıbbi bilginin yeni toplumsal alanın inşasındaki kurucu rolünü modernist-iktidar ilişkileri üzerinden okur. Toplumsal yararlılık ilkesine yaslanan modern tıbbın beden üzerinden kurduğu miti, Ortaçağ’da ruhban sınıfının ruh üzerinden kurduğu mite benzetir. Ancak tüm bu eleştirel tavrının arkasında tıp karşılığı yoktur; Foucault, tıbbın modern toplumdaki Foucaultcu anlamdaki iktidar ilişkilerindeki rolünü ortaya çıkaracak bir bakışın peşindedir.
Tıbbın ve bilimin üzerine düşeni yaparak kalıcı çözüm için elzem olan aşıyı geliştirdiği ancak küresel şirketlerin bu aşının tüm insanlara ulaşacağı yolu tıkayıp önce devletleri ve dolayısıyla insanları müşteriye dönüşme gayretlerinin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Böylesi bir süreçte Kararsız Okur’a doktor yazarları taşıyalım istedik.
Kaynak: sabitfikir Mayıs 2021, Kararsız Okur-idefix