Sanat, Felsefe, Bilim Ayrılığı ve İcatlara İlham Veren Edebi İmgeler
Deleuze; bilim, sanat ve felsefeyi birbirlerinden ayrı, hayatı dönüştüren düşünce güçleri olarak görür. Bu üçünden topladıklarımızdan dünyanın tutarlı bir imgesini oluşturmayız; tam aksine her üç gücün gerçek potansiyelini düşünürsek, yani ulaştıkları en üst noktalarda bunları irdelersek bunların sunduğu, yaşattığı dünyaların farklılığı yüzümüze çarpar. Bu fark ile tutarlı, anlamlı ve değişmez dünya imgesi bozulur; yerine kaotik, değişken, üretken ve ancak düşüncenin bu kaosu biçimlendirmesine bağlı olarak kurulup dağılan, bütün olarak düşünülmeyi dayatan bir hayat imgesi kurulur. Bu bakışa göre; felsefe, sanat ve bilim de değişmez ve lineer büyüyen yapılar ya da güçler olarak düşünülemez; sürekli bir oluş sürecinde olan hayatın ayrı patlayıcı kuvvetleri olarak görülmelidir. Bu güçleri ayırmak düşünmenin homojenleştirilmesi riskinden bizi uzaklaştırır. Deleuze, uzlaşım ve sağduyuya dayanan, iletişim ve fikir birliğini olumlayan günümüz bakışını dolayısıyla reddeder. Düşünme hayatın olanaklılığını genişletmelidir.
Hayat; farklılıktır, farklılık yaratma gücüdür. Donuk bir düşünce imgesi ya da soyut bir hayat anlayışı düşünceyi tıkar; sağduyu ve yavan genellemeler kötü felsefelerdir. Sağduyuyla ilişkideki kanı düşünmenin başarısızlığıdır, düşüncenin genişleyebilmesinin önüne dikilen bir tembellik türüdür. Eğer düşünceyi basit bir temsil etme ya da sağduyuya uygunlukla sınırlarsak, o zaman düşünmeye dogmayı ve kuralları dayatmış oluruz. Düşüncenin yaratılarını (dil bilgisi, mantık, kurallar) kullanarak düşünceyi sınırlarız. Hayatı en üst düzeyine genişletmekte başarısız oluruz.
Felsefe en güçlü haliyle kavramlar yaratır, dilin ve kuralların düşünceye çizdiği sınırları dağıtır. Felsefe yapabiliriz ama bu hayatımızın diğer alanlarını düzelteceği için değil, hayatın bir parçası, hayatın bir gücü olduğu için olduğu için felsefe yaparız. Bu kavramlar dünyayı yaftalamaz ya da temsil etmezler ama yeni düşünme yeni tepki verme biçimleri geliştirirler; hayatın bizim kanılarımızdan, bizim (insani) perspektiflerimizden veya düşünce imgelerimizden büyük olduğunu gösterirler. Kavramların üretilmesi ve mevcutların dönüştürülesi olarak felsefe; algıların ve kişiselleşmeden azade, düzenleyici öznelerden özgürleşmiş duyguların üretimi için sanat ve işlevlerin yaratımı için bilim, hayata dair düşüncenin üç gücüdür. Bu üçü kendi aralarında mesafeli olsalar da zihinsel ve hayata açılan sınırlarımızı farklı yönlere doğru genişletirler; hayatın gücü olarak patlarlarken birbirleriyle hesaplaşırlarken bu hesaplaşmalar sırasında saçılanlar dünyamızı büyütebilir. Dönemin majör edebiyatını değilleyen felsefe yeni düşünce alanları açabilirken, dönemin bilimini aşan edebiyat da zihinsel sınırlarımızı genişletebilir; hayatı bu fark üzerinden büyütebilir.
Jules Verne, kendine has biçimde bilimkurgu edebiyatı genişletirken dönemin sınırlı bilimsel ufkunu da parçaladı ve gelecekte bilimin keşfe çıkabileceği balta girmemiş ve karanlık ormanlar sundu. Verne özelinde bu patlamayı önceden incelemiştik; bu ay Verne’e baktığımız perspektifi genişletip, dünyamızı bilimsel keşifler üzerinden büyütecek edebi imgeler üreten büyük romanları ve hikaye kitaplarını Kararsız Okur’a topladık. Bu sıcakta esmeleri dileğiyle…
Uzay istasyonu:
1. Tuğla Ay - Edward Everett Hale
a. 1869
b. Bir nehir değirmenini mancınık gibi kullanarak tığladan yapılma bir küre yapıyı yörüngeye fırlatıyor
Kulaklık:
2. Fahrenheit 451 – Ray Bradbury
a. 1954 yılında romandan ilham alan Texas Instruments firması bu edebi imgeyi gerçek kıldı.
Ev İşleri Robotu:
3. R. U. R. Rossum’un Uluslararası Robotları – Karel Capek
a. Robot kelimesini Capek üretmiştir; bu kelimeyi Çekçe zoraki işçi anlamına gelen robotnik’ten türetti.
b. “İnsandan kimse insan kadar nefret edemez! Bir insana bir taş ver ve onu sana atacaktır.”
Kredi Kartı:
4. Geriye Bakış - Edward Bellamy
a. 1888
b. Orwell’in distopyası 1984’ün ters ağırlığı olarak 19.yy’dan 2000 yılına sıçrayan bir ütopya.
Pnömotik Manipülatör:
5. Yaban Diyarlarında Yabancı - Robert Heinlein
a. Heinlein’ın Waldo ve Büyü Şirketi hikayesindeki fiziksel engelli mucidin uzaktan kontrol edebildiği mekanik elden yola çıkılarak icat edildi. Önceleri radyoaktif malzemeyi uzaktan tuabilmek için kullanılan cihaz geliştikçe kullanım alanı da yayıldı. Hala pnömatik manipülatörlerin lakabı pek çok ülkede “Waldo”dur.
b. Bu hikaye Türkçeye çevrilmediği için yazarın başka bir harika kitabını listeye aldık.
Organ Nakli:
6. Doktor Moreau’nun Adası – H. G. Wells
a. 1896
b. “Acı da gittikçe gereksizleşiyor.”
Video Arama:
7. Ralph 124C 41+ - Hugo Gernsback
a. 1911 yılında yayınlanan romanda telekonferans fikri vardı.
b. “Herhangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde asla senin gibi olamayacağını bilmesidir. “
Laboratuvar Üretimi Et:
8. Mizora - Mary Bradley Lane
a. 1880
b. Hikayede Amazonlar bifteğin kimyasal özelliklerini ayrıştırarak sentetik burgerler yaparlar.
c. Hollandalı bilim insanı Mark Post bu edebi imgeyi 2013 yılında gerçeğe çevirdi.
4D Film:
9. Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley
a. 1932
b. “Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkûm oluyorsun. Yalnız olana acımasız davranıyorlar.”
Uzun Süreli Isı Saklama Teknolojisi:
10. Sultana’nın Rüyası - Rokeya Sakhawat Hossain
a. 1908
b. Yazarın yaz güneşinin enerjisi bir biçimde sentetik olarak saklayarak kışın kasabaları ısıtma hülyası Alberta Kanada’da bir tür yer altı antifirizli boru sistemiyle gerçek oldu.
Denizaltı:
11. Denizler Altında Yirmi Bin Fersah – Jules Verne
a. 1870
b. Amerikalı mucit Simon Lake, Verne’in Nautillius’undan ilham alarak 1898 yılında geliştirdiği denizaltıda periskop, dalgıçlar için basınç odası, safra tankı gibi gelişmiş sistemlere de yer verdi.
Roket:
12. Dünyalar Savaşı – H.G. Wells
a. 1898
b. İlk sıvı yakıtlı roketi 1929 yılında geliştiren Amerikalı bilim insanı Robert Goddard, Dünyalar Savaşı romanının hayal gücünü istila ettiğini söyledi.
İkinci Hayat (Second Life)
13. Parazit - Neal Stephenson
a. 1992
b. Romanda insanlar bir dijital ortamda avatarları vesilesiyle ilişkiler kurarak ikinci yaşamlar oluşturuyorlardı. 2002 yılında çıkan dijital evren Second Life bu romandan ilham aldı.
Defibrilatör:
14. Frankenstein – Mary Shelley
a. 1818
b. Shelley’nin galvanizmden ilham alarak romanına aldığı defibrilatör 1947 yılında tıpta kullanılmaya başladı.
Uzay Araştırma Aracı/Uzay Sondası:
15. Andromeda Nebulası – Ivan Yefremov
a. 1957
b. “Bugün kötü yetiştirilmiş her insan, bütün toplum için yüz karası, insanların büyük kolektiflerinin acı verici hatasıdır.”
Pilotsuz Uçak (Drone):
16. Dune – Frank Herbert
a. 1965
b. Birleşik Devletlerde ilk drone izni 2006’da verildi. 2022 yılında sadece ABD’de 850 binden fazla drone olduğu tahmin ediliyor.
Sanal Gerçeklik:
17. Bir Mars Destanı – Stanley G. Weinbaum
a. 1935 yılındaki öyküsü Pygmalion’un Gözlükleri sanal gerçeklik kitlerine ilham oldu. Bu hikaye Türkçeye çevrilmedi.
b. “Belirsizliğin de kendince sıkıntıları vardır ve bunlar pişmanlığınkiler kadar acı çektirebilir.”
Jet Motoru:
18. Symzonya – Adam Seaborn
a. 1827 yılında yayımlanan roman aynı Dünyanın Merkezine Seyahat gibi içi boş dünya kuramı üzerine inşa edilmiştir.
b. “Hayal gücüm coşkuyla ateşleniyor ve kalbim gururla neşeleniyordu. Tarih tabletlerine adımı sağlam şekilde yazdırmak üzereydim. Şöhretler tapınağının önemli bir üyesi olacaktım.”
Doğum Kontrol Hapı:
19. Çocukluğun Sonu – Arthur C. Clarke
a. 1953
b. “Yakında kimse kendi hayatını yaşamıyor olacak. Televizyon dizilerindeki aileleri izlemekten başka şeye vakit kalmayacak!”
Lazer:
20. Mühendis Garin’in Ölüm Işını - Aleksey Tolstoy
a. 1920
b. Tolstoy’un hiperbolid adını verdi lazerleri iki hiperbolik ayna kullanarak birbirine paralel iki lazer (benzeri) ışın üretir; bu ışınların yoğunluğu ayarlanabilir ve ufuktaki savaş gemilerini ikiye bölmekten daha ince işlere pek alanda kullanılabilir.
Yüz Tanıma Sistemi:
21. Azınlık Raporu - Philip K. Dick
a. 1956
b. “İnandığın şeyleri sen seçmezsin, onlar seni seçer”
İnternet:
22. Neuromancer – William Gibson
a. 1984
b. “Sen uç git tatlım. Böyle şehirler diplere batmayı seven insanlar içindir.”