Güneş Altında Edebiyat
Yaz bu sene uzun süre ılık bir Mayıs taklidi yaparak biraz daha yavaş geldi. Güneş, yazın başında hepimize her zamankinden biraz daha az dik dik baktı - yandan yandan kesmekle yetindi. Ama bu satırla ilgilendiğiniz bu günlerde Güneş artık, hangi saatte ne yapacağımız üzerinde belirleyici olmaya iyiden iyiye başlamıştır. Temmuz için sadece tenimize değil, kültürel ve düşünsel dünyamızın üzerine de düşen Güneş üzerinden bir karasız Okur yapalım istedik. Hatırlayın, en büyük zihinsel kaymalardan/paradigma değişimlerinden birine neden olan Kopernik Devrimi de Güneş’i sayfanın ortasına koyma fikriyle başlamıştı.
Cicero’ya atfedilen ancak kendi kendisi dahi daha önceden de söylendiğine işaret eden “Güneş (Gök kubbe) altında söylenmemiş (ve düşünülmemiş) şey yoktur” sözü; zımmen tüm insanlık faaliyetini güneşin altında tanımlıyordu. Bu söz postmodernizmin temeline yaptığı katkıyla Antik Roma ve öncesini güncelle kavuşturup, modernitenin çizgiselliğinden ayrılarak bir tür döngüselliğe işaret ediyordu. Hume, nedensellik üzerine ünlü analizinde “her şeyi” ve bilimin kapsayıcılığını hedef almak için argümanını Güneş etrafında kurdu: Ona göre Güneş’in şimdiye dek bilinen geçmişte tekrar tekrar doğmuş olması, bizi onun yarın da doğacağı sonucuna götürmemeliydi. Her gün doğmuş olması, yarın doğacağına dair görüşe temel oluşturmazdı; alışkanlıklarımızdan nedensellikler ve geleceğe uygulanabilir kaideler çıkartmaya meyilimiz sorunluydu. Hume’un bu yorumu Kant’ı “dogmatik uykusundan uyandırdı” ve Platon’un tüm düşünce iklimini volkanik kül gibi kaplamış aşkıncı bakışını temizleyecek, platonun herkesi içine almış olan şemsiyesini kapatacak eleştirilerini yazmaya götürecek sürecin fitilini ateşledi.
Güneş’in düşünceyle ilişkisi ışığının varlık ile ve ışığın hakikat ile ilişkisi üzerinden değerlendirildiğinde bir ontolojik boyut da kazanır. Platon’un mağara alegorisinde Güneş hem fenomenal dünyanın hem de hakikatin kaynağıdır. Platon’un İyi’si, uzay-zamanın dışında, mükemmel ve ebedi bir formdur; bu form diğer formları anlamamıza da izin verendir. Platon, İyi’yi Güneş’e benzetir; ikisi de bizim şeyleri görmemize/anlamamıza olanak verir. Hegel’e göre arı-ışıkta görmek olanaksızdır; Tin’i oluşturan bizler de az ya da çok karanlığı bir gölge ortamını çağırırız. Hegel’de görmek, gölgede bütünü bilmektir. Jung’da persona, olmayı arzu ettiğimiz, dünyanın bizi öyle görmesine çalıştığımız tarafımızken; gölge ise bilinçdışında itilmişler, dürtüler, toplumun kabul etmeyeceği eğilimler, korkular ve utanç verici arzularla ilişkilidir. Ancak gölge; canlılığın, doğallığın ve yaratıcılığın da kaynağıdır – kişinin gölge tarafıyla ilişkisini koparması onu renksizleştirir, makineleştirir. Bu vesileyle, herkese güneşiyle gölgesi ilişkide, dengeli hem huzurlu hem yaratıcı bir yaz dileriz.
Işığa özlem, bilince özlemdir. - Carl Gustav Jung
Liste:
1. Güneşin Öldüğü Gün – Yan Lianke
a. “Bu dünyada ne zaman bir canlı doğsa başka bir tanesi ölür. Biri ölür, başka bir tanesi doğar.”
i. Anaksimandros’ göz kırpıyor: Ona göre, dünya soygun ve çalmakla varlığa gelmektedir. Herhangi bir şey, kendi varlığa gelerek diğer elementlerden çalar; başka varlığa geleceklerin-gelebileceklerin hakkını gasp eder. Ölüm bu soygunun karşılığını vermektir. Varlık bir nevi borçludur.
2. Üç Cisim Problemi – Cixin Liu
a. Tuhaf gelecek ama uzayda üç cisimli bir sistemin, herhangi bir anda nasıl davranacağını çözmeye matematiğimiz yetmiyor- bu problemin analitik bir çözümü yok. Romandaki üç güneşli kaotik bir sistemde medeniyetler yıkılıp yıkılıp sıfırdan yeniden kuruluyor.
i. Cixin Liu, kitabına tarih boyu düşünce tarihinde iz bırakmış doğulu filozofları, düşünce insanlarını ve onların kurdukları düşünce sistemlerini sorgulayacak bir düzenek gömmüş. Bu sistemlere anti-romantik bir bakışla yaklaşmış; filozofların çoğu cayır cayır yanarak ya da mutlak sıfıra yakın soğuklarda donarak can verecekler.
3. Güneş Sistemi Öyküleri – Kolektif
a. Derleyen: Isaac Asimov (Martın H. Greenberg ve Charles G. Waugh ile beraber)
b. Yazarlar: Isaac Asimov, Arthur C. Clarke, Poul Anderson, Robert Sheckley, Fritz Leiber, Alexei Panşin, Larry Niven, Robert F. Young, Alan E. Nourse, James Blish, Duncan Lunan, Theodore L. Thomas, Terry Carr…
4. Güneşi Uyandıralım - José Mauro de Vasconcelos
a. “Güneşe doğru yürüdüm ama ruhumda bir şey ölmüştü…”
5. Güneşte Uyumak – Adolfo Bioy Casares
a. “Hayat en kötü zamanlarda aynı numarayı sürekli tekrar eden birkaç kuklanın oyununa benzer.”
6. Lolita – Vladimir Nabokov
a. 300 sayfalık roman boyunca, neredeyse her üç sayfada bir en az bir kere güneş kelimesi geçer.
b. “Sadece düşünceler dünyasında değil, eylemler dünyasında da yaşıyoruz. Ardındaki yaşantı olmadan sözcükler anlamsızdır...”
7. Güneşte - Melih Cevdet Anday
a. “Rafta kitaplar, mavi bir şişe ve gül
Donmuş kalmışlar tek başlarına.
Duvarda bir resim, resimde kalabalık
Köy alanı, çocuklar, çember ve zaman.
Breughel nasıl da toplamış bunca
Ortaklığı ve uyumu bir araya,
Çünkü saatler dardır, sığdırılmaz.
Güneşte her şey çözülür gider bir yana.”
8. Güneş Çocukları – Maksim Gorki
a. “Ölüm korkusu... insanların yürekli, güzel ve özgür olmalarını engeller... Ama biz insanlar, yaşamın ışıklı kaynağı olan Güneşin çocuklarıyız...”
9. Klara ile Güneş – Kazuo Ishiguro
a. “Harika olmalı. Bir şeyleri özlememek. Bir şeye geri dönmeyi istememek. Hep geriye bakmamak.”
10. Güneşin Altın Elmaları – Ray Bradbury
a. “İşte sana hayat dedi McDunn. Birileri eve hiç dönmeyecek birilerini bekliyor daima. Her zaman birileri bir şeyi, onu bir şeyin sevdiğinden daha fazla seviyor. Ve bir süre sonra bu şey her neyse onu yok etmek istiyorsun ki, artık sana acı vermesin.”
11. Kral Arthur'un Sarayında Connecticut'lı Bir Yankee – Mark Twain
a. Güneş tutulması olmadan hemen önce kendisini tutsak alanları tehdit eder: “Birazdan güneşi kapatacağım”.
12. Gün Ortasında Karanlık – Arthur Koester
a. “…tüm geçmişi bir yaraydı sanki ve her dokunuşta iltihaplanıyordu.”
13. Jaguar Güneş Altında – Italo Calvino
a. "Şu sıralar yazmakta olduğum kitap, beş duyudan söz ediyor, çağdaş insana bu duyuların kullanımını yitirdiğini göstermek için," diyen Italo Calvino erken ölümü nedeniyle Jaguar-Güneş Altında'nın ancak koku alma, tat alma ve işitme üzerine bölümlerini bitirebilmişti.
b. Okumayı bilmeyen insan, bizim artık algılamadığımız birçok şeyi -avladığı vahşi hayvanların izlerini, yağmur ya da rüzgârın yaklaştığına ilişkin belirtileri- görüp işitebiliyordu; bir ağacın gölgesinden günün saatlerini ve yıldızların ufuktaki yüksekliğinden gecenin saatlerini tanıyabiliyordu."
14. Güneş İmparatorluğu – J. G. Ballard
a. “Sam Amca, güneşin bir parçasını Nagasaki ve Hiroşima'ya atıp milyonlarca insan öldürdü. Bir anlık koskocaman tek bir ışık parlaması ile...”
b. "Sözcükler çok önemli Jim. Her gün bir kenara yeni bir kelime koy. Bir sözcüğün ne zaman gerekebileceğini bilemezsin."
15. Bütün Şiirleri – Orhan Veli Kanık
a. Ruhum ölüm rüzgarlarına eş;
Işık yok gecemde, gündüzümde.
Gözlerim görmüyor… lakin güneş…
O her zaman, her zaman yüzümde.
16. Güneş Taşı – Octavio Paz
a. ''Düşlerine layık ol...''
b. “Yaşam gerçekten ne zaman yaşamımız oldu bizim? Biz gerçekten ne zaman biz olduk?”
17. Çıplak Güneş – Isaac Asimov
a. “Bir robot makul değil sadece mantıklıdır.”
b. “Hiç kusuru olmayanın her şeyi kusurdur.”
18. Güneş ve Ay – Katherine Mansfield
a. “Harika bir şey yapıyorsunuz. Dünyaya, hayattan kaçmasını öğretiyorsunuz!”
19. Güneşi Görüyorum – Nodar Dumbadze
a. “Savaşın kocaman bir işkembesi var, kocaman, mezarlıktan bile büyük, mezarlıktan on kez daha büyüktür savaşın midesi.”
20. Bin Muhteşem Güneş – Khaled Hosseini
a. “Bazen, bana dünyada sahip olduğum tek şey senmişsin gibi geliyor…”
21. Güneş de Doğar – Ernest Hemingway
a. “Başka bir ülkeye gitmen zerre kadar fark etmez. Ben kendimde denedim bunu. Bir yerden bir yere gitmekle kendinden, içindeki o şeyden kurtulamazsın.”
22. Yağmurdan Sonra Güneş - Cahit Sıtkı Tarancı
a. “Yağmurdan sonra açan güneşin aydınlığı, ılıklığı ve ferahlığı.”
23. Bir Aşka Vuran Güneş - Oktay Rifat
a. “Ölümsüz günler onlar, bir hiçle beslenen;
Zaman dışı güvercinler, uçma bilmeyen;
Uzay ötesi ovalar, ayak değmemiş;
Başka bir mevsim, başka bir dal, başka yemiş.”
24. Yükselen Güneşin Ülkesinde - Chimamanda Ngozi Adichie
a. “Bu bizim dünyamız, bu haritayı çizenler kendi topraklarını bizimkinin üzerine koymaya karar vermiş olsalar da...
‘Görüyorsunuz, üst veya alt diye bir şey yok.’"
Kurgu-dışı:
25. Güneşin Zaptı – Kazimir Malevich
a. Suprematizm'in kurucusu Kazimir Maleviç'in 1915'teki sergisinde köşeye bir ikona gibi astığı "Siyah Kare" sanat tarihinin en belirgin kırılmalarından biridir. Beyaz zemin üzerine siyah bir kareden oluşan bu tablonun çıkış noktası Maleviç'in sahne ve kostümlerini tasarladığı ilk fütürist opera "Güneşin Zaptı"na dayanır.
26. Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine – Nicolaus Copernicus
a. Kopernik devriminin kitabı. Kilisenin kati kurallarına rağmen, sadece hesaplama kolaylığı için bile olsa, dünya merkezli modelden çıkıp güneş merkezli modeli varsaydı.
27. Güneş Ülkesi – Tommaso Campanella
a. Campanella hapiste yazdığı erken dönem ütopyacı kurgu eseri.
b. Platon’un Devlet’inden ilhamla Hospitalier Şövalyeleri Büyüküstadı ile Cenovalı bir kaptan arasındaki diyaloglardan oluşur.
c. “Kafamın içindeyim tıpkı bir yumruk gibi ve dünyanın bütün kitaplarını yiyorum, sonsuz iştahımı kesmiyorlar.”
28. Ateş ve Güneş – Iris Murdoch
a. Alt Başlık: Platon Sanatçıları Nasıl Dışladı?
b. “Saplantılar gerçekliği tek bir kalıba indirger.”
29. Güneşte Ölüm – Nedim Gürsel
a. İspanya İzlenimleri
30. Kahvaltıda Güneş Yedim –
a. Alt Başlık: Bitkilerin Dünyasına Yolculuk